-
1 reißen
reißen <reißt, riss, gerissen> ['raısən]I vi2) ( zerren) çekmek (an -den)II vt1) (zer\reißen) koparmak; ( in Fetzen) yırtmak, parça parça etmek;er riss den Brief in Stücke mektubu parça parça etti2) (weg\reißen, aus\reißen) koparmak ( aus -den); ( Lenkrad) kırmak; ( herausholen) çekip çıkarmak ( aus -den);er wurde aus dem Schlaf gerissen uykudan kaldırıldı3) ( ziehen) çekmek; (mit sich \reißen) çekip götürmek, sürüklemek;sie riss ihn zu Boden onu çekip yere düşürdü;jdm etw aus der Hand \reißen birinin elinden bir şeyi çekip almak;ich bin hin und her gerissen neye karar vereceğimi bilemiyorumetw an sich \reißen bir şeyi zorla almak, bir şeyi gaspetmek;das Gespräch an sich \reißen konuşmayı üstüne çekmek5) ( töten) parçalamak;der Wolf hat zwei Schafe gerissen kurt iki koyun parçaladıIII vrsich \reißen1) ( fam)sich um etw/um jdn \reißen bir şeyi/kimseyi elde etmeye çalışmak, bir şey/kimse için deli divane olmak2) ( sich befreien) kurtulmak;sie riss sich aus seiner Umarmung kollarının arasından kurtuldu -
2 winden
winden <windet, wand, gewunden> ['vındən]1. I vt1) ( geh) sarmak, dolamak2) ( wegnehmen) zorla almak;jdm etw aus der Hand \winden birinin elinden bir şeyi zorla almakII vrsich \winden1) ( Pflanze) sarılmak (um -e)2) ( Schlange) kıvrılmak3) ( sich krümmen) kıvranmak5) ( Ausflüchte suchen) lafı dolandırmakes windet rüzgâr esiyor, hava rüzgârlı -
3 force
n f1 puissance güç [ɟyʧ]◊Il a de la force. — O çok güçlüdür.
♦ de toutes ses forces bütün gücüyle2 intensité güç [ɟyʧ]3 güç [ɟyʧ]♦ de force zorla4 morale ahlak gücü5 les forces silahlı kuvvetler◊Les forces armées sont intervenues. — Silahlı kuvvetler müdahele etti.
6 à force de yapa yapa◊À force de chanter, sa voix est plus belle. — Şarkı söyleye söyleye, sesi güzelleşti.
-
4 دفع
Iدَفَعَ1. deflemekAnlamı: defetmek2. göğüslemekAnlamı: göğüsle zorlamak3. itmek4. kakalamakAnlamı: sürekli çekiştirmek, itmek5. defetmekAnlamı: kovmakIIدَفْع1. likide2. tahrikAnlamı: kışkırtma3. gasp4. zorunlukAnlamı: ıstırar, zaruret, mecburiyet5. kışkırtıcılıkAnlamı: kışkırtıcı olma durumu6. dürtüAnlamı: fizyolojık veya ruhî dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan, içten gelen gerilim7. zorbalıkAnlamı: zorbaca davranış, müstebitlik8. mecburiyetAnlamı: zorunlu olma durumu9. motivasyonAnlamı: güdülenme10. zorunlulukAnlamı: zorunluk11. kahırAnlamı: yok etme, mahvetme12. karşılamakAnlamı: duldurmak, önlemek13. zorAnlamı: yüküm, zorunluluk, mecburiyet14. cebirAnlamı: zor, zorlayış
См. также в других словарях:
GASB — Başkasına âit bir şeyi zorla, rızası olmadan almak. Zorla almak. * Zorla alınan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gasbetmek — i, der Bir şeyi zorla, izinsiz almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
devirmek — i 1) Ayakta veya dik duran bir şeyi düşürmek, yatay duruma getirmek Ağacı devirmek. Masayı devirmek. 2) mec. Bir yönetim organının veya başkanının yönetim gücünü zorla elinden almak Başkanı devirmek. 3) mec. Bütünüyle içmek Birinci, ikinci ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zapt etmek — 1) zorla almak Bizans ta Sırp memleketlerini zapt ettilerse de bir müddet sonra bazı kısımlara geniş otonomiler verdiler. F. R. Atay 2) tutmak Neveser bir sevinç çığlığını zor zapt etmişti. A. İlhan 3) bir şeyi güç kullanarak önlemek El ele… … Çağatay Osmanlı Sözlük